15 Ocak 2012 Pazar

Buyukada'da 2 gun

Buyuk yolculuktan once kucuk bir yolculuga cikmanin stresimi azalticagini dusunup arkadasimla Buyuk Ada'ya gittim. Tabi yakala.co'da Buyuk Ada Eskibag butik otel'de konaklama %50 indirimli yazisini gormesem boyle bir plan yapmis olmayacaktim.
Sansimiza rezervasyon yaptirdigmiz gun hava gunesliydi bu sayede klasik ada fantazisi olan, bisiklete binip Aya Yorgi'ye gitme rituelini gerceklestirme firsatimiz oldu. ( bir diger ada fantazisi de adada piknik yapmaktir heralde)
Adada turlarken karsimiza cikan nostaljik yalilar, havanin guzelligi, bisiklete binmenin keyifi, etrafta mutlu mutlu gezen turistlerin olusu, faytonlarin sesi ve arabanin olmayisi bize atlarin butun adaya biraktigi bok kokusunu bile sevdirdi. :) O koku olmasa ada ada olmazdi dersem biraz ileri gitmis olurum o yuzden demiyorum.
    
Yukaridaki resim adadaki sirin evlerden biri..

Bisikletle giderken karisimiza birbirinden tatli cay bahceleri cikti. Fakat en tepede Aya Yorgi'nin yaninda manzarasi cok guzel ve sirin mi sirin baska bir restoran/kafe oldugunu bildigimiz icin yolumuza devam ettik. Yolda giderken farkettigimiz en ilginc sey sanirim kedilerin acayip insancil olusuydu. O kadarki bisikleti durdurup biraz soluklanirken uzaktan bir kedi kosarak geldi ve kendini sevdirmeye calisti. (hayatimda hic kendini sevdirmek icin kosarak gelen kedi gormemistim.) Bir diger ilginclik ise sanirim faytonlarla birlikte bisiklet surmenin verdigi gerilim oldu. Ne zaman bir fayton gelse kenara gecip adeta saygi durusunda bisikleti durdurma geregi hissettim. Sanki at bisikleti gorurse korkup sapitabilir gibi sacma bi dusuncem vardi.


Aya Yorgi yolunda dinlenen atlar :)

Aya Yorgi'ye gelince, Aya Yorgi herkesin bildigi gibi tipik bir kilise iste. Kilisenin girisinde dileklerinizin gerceklesmesi icin iplik ya da benzeri materyalleri kullanmak batil inanctir bunlara kanmayin gibi bir sey yaziyordu (net hatrlamiyorum ama bu mantikta bir yazydi) iceri adim atinca ise parayla dilek mumlarinin satilmasi ilginc bi enstantene olusturuyordu.


Gunumuzu bu sekilde gecirdikten ve aksam yemegimizi deniz kenarindaki balikcilardan birinde yedikten sonra bir kafe ya da barda oturalim dedik. Fakat demesek de olurmus cunku kime sorduysak ocak ayinin basi oldugu icin acik bir kafe bulamadik. Lakin ada da o saatlerde bombostu. (bar ise normalde de pek yok saniriz) Sonucta tek bir secenegimiz vardi o da otele donmek ve film izlemekti. Biz de bunu yerine getirdik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder